Bel Ağrısı ve Bel Fıtığının Nedenleri

Bel Ağrısı ve Bel Fıtığının Nedenleri

BEL AĞRISI VE BEL FITIĞININ NEDENLERİ VE TEDAVİSİ

Bel ağrısı günümüzde en sık raslanılan sağlık problemlerinden birisidir. Bel omurganın en fazla yük taşıyan bölgesidir. Günlük yaşamda yük kaldırma, eğilme, dönme vb. aktivitelerden dolayı bel bölgesi kişi farkında olmadan pek çok kez travmaya maruz kalır.

Bel ağrısının birçok sebebi vardır. Bel ağrısının en yaygın sebebi kas-iskelet sistemi kaynaklıdır ve en sık mekanik nedenler baskındır. Diğer bozukluklar sıklıkla omurganın normal yapısında bulunan disk veya faset eklemlerle ilgilidir.

Bel ağrısı nedenleri;

Mekanik bel ağrısı; Fiziksel etkinliklerle çoğalıp, dinlenme ile azalan, genellikle vücudun fazla kullanılması, hasar alma ve şeklinin bozulması nedeniyle meydana gelen bel ağrılarını anlatan bir terimdir. Mekanik bel ağrısı genellikle bel bölgesi kasları, kas lifleri ve eklem bağlarının aşırı zorlanması ya da sinirsel gerginlikler nedeniyle gelişir. Genellikle omurganın alt bölümünü etkiler, ağrı kalça civarına yayılabilir. Şiddeti artıp azalabilir ve genelde kroniktir. Kötü duruş ve beli kötü kullanma; uzun süre aynı pozisyonda durma, yanlış hareketler kas ağrısı yapar, zaman içerisinde yıpranmalar kireçlenme, bel fıtığı gelişmesine neden olabilir. Ağır kaldırmak, düşme, spor aktiviteleri sonrası beli destekleyen kas veya bağların aşırı gerilmesi veya kopmasına bağlı oluşan kas spazmı, diğer bir terimle bel tutulması, akut bel ağrısına neden olur ve tedavi edildikten sonra tekrarlamayabilir. Belde eğrilik (skolyoz), belde açıklık (spina bifida), bel omurunda fazlalık (lumbalizasyon), bel omurunda eksiklik (sakralizasyon) gibi doğuşsal yapısal bozukluklar da mekanik bel ağrısına neden olur.

Bel fıtığı; Bel fıtığı, beldeki omur kemikleri arasında bulunan ve adeta bir amortisör gibi görev yapan bu disklerin fıtıklaşması sonucu ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. Omurlar arasındaki disk, özel bir bağ dokusu organıdır ve omurganın dayanıklılığına, hareketliliğine ve zorlamalara karşı dirençli olmasına, omurgaya uygulanan şok şeklindeki darbelerin emilmesine ve kuvvetin çevre dokulara dengeli bir şekilde dağılmasına hizmet eder. Disklerin iç kısmında nükleus pulpozus denen jöle kıvamında yumuşak bir bölüm, bunun dışında anulus fibrozus adı verilen daha sert bir fibröz tabaka, omur kemiklerine bakan yüzlerde ise her iki tarafta son-plak olarak adlandırılan kıkırdak yapılar vardır. Dıştaki tabakanın anatomik bütünlüğünün bozularak içerideki yumuşak kısmın dışarıya doğru taşmasına fıtıklaşma denir. Bel fıtıkları bulging(taşma), protrüzyon, ektrüzyon ve sekestrasyon olmak üzere 4 evrede derecelendirilir. Fıtıklaşan yani dışarıya doğru taşan disk, taşma derecesine göre omurilik kanalı (spinal kanal) içinden veya kendisinin arka-yan tarafından geçmekte olan sinirleri sıkıştırır. Böylece bel ağrısı ile ilgili sinir boyunca bacakta ağrı, duyu kaybı, kuvvet kaybı gibi bulgularda eşlik edebilir. Ayrıca fıtıklaşmış diskten ortama salınan bazı kimyasal maddeler de sinir köklerini etkileyerek ağrıya neden olurlar. Vücut yaşlandıkça omurgalar arasındaki diskler esnekliğini ve şok emici özelliklerini kaybeder ve dejeneratif disk hastalığı dediğimiz yaşlanmanın doğal bir sonucu olarak ortaya çıkabilir.

Omurga kanalında daralma; Omurilik ve sinirlerin geçtiği omurga kanalının daralması ile oluşan bir hastalıktır. Kanaldaki bu darlık sinirlerin sıkışmasına neden olmaktadır. İleri derecede kanal darlığı olan hastalar yürümekle veya ayakta durmakla artan, oturmakla veya öne eğilmekle azalan her iki bacak ağrısından şikâyet ederler. İleri yaşlarda özellikle belli bir mesafe yürüyüşten sonra ortaya çıkan bacak ağrısı, uyuşma ve topallama ile kendini gösterir, dinlenmek ve öne eğilmekle geriler.

Omurlarda kayma ve biçim bozuklukları; Omurların birbiri üzerinde kaydığı duruma spondilolistezis denir, bu durumda hareketle ağrı artar. Genelde omurganın alt bölümünde zamanla biçim bozukluğu ve omuriliğin içinde bulunduğu kanalın daralmasına neden olur.

Kireçlenme (osteoartrit); Yaşın ilerlemesiyle kemik yapıda, bağlarda ve disklerde yıpranmadır. Vücudun doğal bir tepkisi olarak yıpranmış dokular kireçlenir. Oluşan yeni kemikçikler bağlar ve sinirlere bası yaparak ağrıya neden olur. Ayrıca kireçlenme beli hareketsiz kılar ve zaman içerisinde kas zayıflığına bağlı ağrı gelişir.

Kemik erimesi (Osteoporoz); Kemik kırılganlığının arttığı bir hastalıktır. En fazla ağırlık binen omurlarda çökme kırıkları oluşur ve ağrıya neden olur.

Romatizmal hastalıklar; Vücudun bağışıklık sisteminin kendi öz hücrelerine savaş açması sonucu gelişen hastalıklarda bel eklemlerinde oluşan inflamasyon ağrı ve tutukluğa neden olur. Ağrı dinlenmekle artar, hareketle azalır.

Diğerleri; Gerginlik ve stres bel ağrısının kronikleşmesine neden olan en önemli nedendir. Ayrıcatumorler, enfeksiyonlar, karın içi organlara bağlı yansıyan ağrılar daha nadir görülenbel ağrısının diğer nedenleridir.

Kimler risk altındadır?

  • Hareketsiz iş ve yaşam düzeni olanlar
  • Ağır kaldırma, yanlış eğilme hareketlerini yapanlar
  • Uzun süre araç kullananlar (Şoförler, motorsiklet kullananlar)
  • Aşırı kilo, sigara ve alkol tüketenler
  • Duruş bozukluğu olanlar
  • Zayıf bel ve karın kasları olanlar
  • Hamileliğin son aylarında olanlar
  • Yüksek riskli sporlarla uğraşanlar (halter gibi)
  • Ruhsal ve duygusal gerginlik yaşayanlar

 

Bel ağrısı tanısı nasıl konulur?

İyi bir hikaye alma ve fizik muayene tanıda önemli bir basamaktır.

Tanıya yönelik incelemeler:

  1. Kan ve laboratuar incelemeleri; enfeksiyon, romatizma, kanser gibi hastalıkların teşhisinde kullanılır.
  2. Rontgen; kemik yapısını, doğusal kemik anomalileri, doğuşsal ya da sonradan oluşmuş eğrilikleri, omurga kaymasını, kireçlenmeyi, ileri düzeyde kemik erimesi hakkında bilgi verir.
  3. Bilgisayarlı Tomografi (BT); Bel fıtığı, spinal dar kanal teşhisinde eklem ve kemik yapı hakkında bilgi veriri.
  4. Magnetik Resonans Görüntüleme (MRI); Yumuşak doku hakkında da bilgi veren günümüzde en duyarlı ve güvenilir olarak kullanılan görüntüleme tekniğidir.
  5. Elektromyelografi (EMG); sinir ve kas iletimlerini incelenerek ayırıcı tanıda ve fıtığın etkisini incelemede yardımcı olur.
  6. Kemik taraması (sintigrafi); Omurga tumorleri ve enfeksiyonların tanısında yardımcı olur.
  7. Kemik Yoğunluğu Ölçümü; kemik erimesinin ve düzeyinin saptanmasında kullanılır.

Bel ağrısında tedavi yöntemleri:

Konservatif tedavi yöntemleri;

Yatak tedavisi: akut bel ağrılarında 2-3 günlük istirahat, siyatik ağrılarında 7 gün istirahat yeterli olup, 1 haftadan daha uzun süreli istirahatin eklemlerde hareket azalmasına, yumuşak dokularda kısalmalara kas gücünde azalmalara neden olmaktadır.

İlaç tedavisi: Ağrı kesiciler, anti-inflamatuar ilaçlar, kas gevşeticiler, gerekirse aksiyete giderici ilaçlar ve kortizon kullanılabilir. Amaç ağrıyı azaltmak, fiziksel fonksiyonu arttırmak, ağrı ve diğer nedenlere bağlı olan uyku bozukluğunu düzeltmek, ağrıya bağlı anksiete ve gerginliği azaltmak.

Fizik tedavi: Derin ve yüzeyel sıcak uygulamaları, elektroterapi, traksiyon, egzersiz, gerekli bazı durumlarda korselemelerdir. Akut dönemde buz uygulaması uygun olabilir. Korse kullanımı kısa süreli olmalıdır. Uzun süreli kullanım bel ve karın kaslarında zayıflığa ve daha sonra daha kolay incinmelere neden olur. Egzersiz tedavisinin ana amacı karın ve bel kaslarını güçlendirerek doğal korse oluşturulmasıdır. Egzersiz hastalığa uygun olacak şekilde uzman doktor tarafından düzenlenmelidir.

Hasta eğitimi: temel amaç bel ağrısının tekrarlamasını önlemektir.

  1. Hareket edin ve egzersiz yapın,
  2. Ağır yük kaldırmayın, şayet ağır yük kaldırmak gerekli ise birisinden yardım isteyin,
  3. Ağır nesneleri kaldırıken belinizi dik tutun ve yükü vücuda yakın taşıyın,
  4. Yerden herhangi hafif bir eşyayı bile mutlaka dizlerinizden çömelerek ve bacaklarınızdan güç alarak kaldırın, yükü kaldırırken belinizi ve sırtınızı öne, sağa veya sola bükmeyin.
  5. Nesneleri kaldırırken ve indirirken karın kaslarınızı sıkıştırın (kasın).
  6. Ayakta uzun süre durmaktan kaçının. Eğer işiniz için ayakta durmak zorundaysanız veya uzun süreli aynı pozisyonda yapılan ütü, yemek yapma gibi işlerde bir ayağınızın altına küçük bir basamak koyunuz ve sık olarak ayak değiştirin.
  7. Oturarak çalışıyorsanız -bilgisayar kullanırken vb.- kullanılan sandalyenin yüksek, sert ve ayarlanabilir bir arkalığı olmasına özen gösterin. Sandalyenin arkalığı, beli ve sırtı gerekirse yastık ile desteklemelidir. Dik pozisyonda oturmalı, sırt arkaya tam olarak yaslanmalıdır.
  8. Yatarken yan yatın, bacaklar arasına yastık koyun ve bacaklarınız bükün
  9. Yüzme ve yürüyüş gibi sporlar yapın
  10. Bel kasları için her gün güçlendirme egzersizleri yapın
  11. Sigara içmeyin, aşırı kahve, çay vb. içecekleri tüketmeyin
  12. Kilo verin, gevşemeyi öğrenin,(yoga, masaj vb gibi)

2. Cerrahi tedavi;

Konservatif tedavi ile iyileşemeyen ağrı, tam taşmış fıtığın sinirlere baskı yaparak bacaklarda ilerleyen tarzda güçsüzlüğe neden olduğu durumlar ve mesane ve bağırsak kontrol kaybına neden olan durumda cerrahiye başvurulmalıdır. Çekilen MR ile fıtığın dereceside ameliyat kararında etkilidir fakat her fıtık ameliyat gerektirmemektedir. Tumor, abse gibi bazı durumlarda cerrahi müdahale gerektirmektedir.

Etiketler:

Reklam
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.